Kaydol
Giriş Yap
Parolanızı mı unuttunuz

Şifreni mi unuttun? Lütfen e-mail adresinizi giriniz. Bir bağlantı alacaksınız ve e-posta yoluyla yeni bir şifre oluşturacaksınız.

Üzgünüz, gönderi ekleme izniniz yok.

NASA Grönland’da Soğuk Savaş’ın gizli üssünü buldu!

NASA, gelişmiş radar teknolojisi ile Grönland’da bulunan Camp Century adlı gizli bir Soğuk Savaş üssünü gün yüzüne çıkardı. UAVSAR (Uninhabited Aerial Vehicle Synthetic Aperture Radar) sistemi sayesinde yapılan taramalar, buzulların altında kalmış üssü detaylarıyla ortaya koydu. Peki, bu üs kime ait? Hangi dönemde inşa edildi? Ayrıntılar haberimizde…

Buzulların altında keşfedilen bu üs, aslında Amerika Birleşik Devletleri tarafından 1960’lı yıllarda Soğuk Savaş döneminin en yoğun zamanlarında hayata geçirilen tartışmalı bir proje olan “Proje Iceworm” kapsamında inşa edilmişti. 1959 yılında inşa edilmeye başlanan Camp Century, Grönland’ın stratejik konumunu kullanarak Sovyetler Birliği’ne karşı 600 nükleer balistik füze gönderebilecek şekilde tasarlanmıştı.

yapay zeka destekli haber sitesi
nasa-buzullarin-arasinda-gizli-bir-savas-us-kesfetti

Üs, 30 metre derinlikte yer alan tünellerden oluşmakta ve toplamda 4.000 kilometrelik bir ağ kurulması hedeflenmişti. Ancak, sürekli hareket eden buzullar ve mühendislik sorunları nedeniyle proje 1967’de tamamen iptal edildi. NASA’nın UAVSAR sistemi, önceden kullanılan teknolojilere göre çok daha detaylı bir görüntüleme imkanı sunarak üssün yapıları ve tesislerini aydınlattı.

Daha önce belgelerde yer almayan detaylar, Proje Iceworm’un karmaşıklığını ve büyüklüğünü gözler önüne serdi. Bununla birlikte, bu keşif yalnızca tarih açısından değil, çevresel riskler açısından da önem taşımaktadır. Camp Century’nin varlığı, Grönland’daki buzulların hızlı erimesi sonucunda ortaya çıkmıştır.

Buzulların erimesi, milyonlarca kilometreküp suyun serbest kalmasının yanı sıra, üsse bırakılan kirleticilerin çevreye yayılmasına da neden olabilir. Eğer bu kirleticiler suya karıştıysa, gelecekte ciddi çevresel sorunlar bizleri bekliyor olabilir. Önümüzdeki dönemde gerçekleştirilecek araştırmalar, durumu netleştirecektir.

Buna ek olarak, sizce geçmişten kalan bu tür yapılar, geleceğimiz için bir tehdit oluşturuyor mu yoksa ders çıkartmamız gereken bir durum mu? Görüşlerinizi aşağıdaki yorumlar kısmında paylaşabilirsiniz.

Yorum Yap

İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılar